2 Haziran 2009 Salı

58. Bölüm- Ömer Baba, Nazife Ana, Ebru Diyaloğu

Nazife ana; iyileşir iyileşmez kurulmasına birinci derecede vesile olduğu yeni aileye dair Ebru’ya sorular sormaya başlar. Polat iki gündür eve gitmemektedir ama Ebru bundan bahsederek Polat ile arasındaki sorunları dışarı yansıtmak; dahası evdekileri gergin bekleyişlerin tırmandırdığı endişenin hudutlarında dolaştırmak istemez. Üzülmesine rağmen durumu kabullenmeye çalışır; susar. Lakin Ömer baba her şeyin farkındadır ve Ebru’nun devamlı içine atan halini seyretmek ona acı vermektedir. İnsanların ancak konuşarak sorunlarını çözebileceğine inandığı için; Polat’ın anlamasını beklemek yerine rahatsız olduğu noktaları direk olarak Ebru’nun dile getirmesinin gerekli olduğuna inanır. Bu inancını dinginlik veren o değerli nasihatlerinin katresinden geçirerek yine kendi usulünce Ebru’ya sunacak; gerekli mesajları alan Ebru ise usulca başını öne eğerek susmayı seçecektir:


EBRU: İyi gidiyor anne, her şey yolunda…
NAZİFE: Kaçta geliyor eve…
EBRU: Değişiyor…
NAZİFE: Ekseri kaçta?
EBRU: Ben de işten geç çıkıyorum, aynı saatlere denk geliyor aşağı yukarı…
NAZİFE: Yani geç geliyor…
EBRU: Anne bir kaç gündür özel durum var biliyorsun, geç gelmesi normal…
NAZİFE: Kızım bitmez bu erkeklerin özel bahaneleri… Sana ana nasihati, ne kadar kabul edersen o kadar daha fazlasını ister…
EBRU: Baba ben getirseydim…
ÖMER: Yok evladım siz muhabbetinizi bölmeyin…
EBRU: Anne siz içer misiniz?
NAZİFE: Açık bir tane içerim kızım.
NAZİFE: Seninki eve geç geliyormuş…
ÖMER: Kız kibarlık ediyor sana söylemiyor… Oğlun iki gündür eve gitmiyor…
NAZİFE: Eve gitmiyor ne yapıyor bu çocuk?
ÖMER: Hanım gelininin söylenmediği hususta istersen sen oğluna söylen…
ÖMER: Babanlar alışabildi mi İstanbul’a kızım?
EBRU: Alıştılar…
ÖMER: Damatlarına alışabildiler mi?
EBRU: (gülümseyerek) Bugün araları iyi, yarın ne olur bilemem Ömer baba…
ÖMER: Anlaşırlar anlaşırlar… İnsan konuştukça; derdini ifade ettikçe, ama iyi ifade ettikçe anlaşamayacağı hiçbir konu yoktur… Bazen anlatmadan konuşmadan anlaşılmayı bekleriz… Oysa bu sevdiklerimize yaptığımız bir haksızlıktır… Enteresandır, günde beş vakit huzuruna durup ona halimizi ifade etmeye çalışırız ama Yaradan’a derdimizi aktarırken, sevdiğimizden derdimizi anlatmadan anlamasını bekleriz…
ÖMER: Paylaşmayan, ifade etmeyen anlatmayan insanın içine daima şüphe girer…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder